Dilan Dance Company was founded in 2008 by Fethi Karakecili. The focus of DDC is research, practice, archive & performance of Kurdish, Turkish and other Middle Eastern traditional dance & music. It also focuses on contemporary and ballet dance styles. The vision is to keep the traditions and transform them into contemporary, Western dance understanding. The Company has performed at many events such as Kurdish New Years, Festival, Ontario Folk Dance Association and The TDSB.
Friday, 23 December 2011
Thursday, 8 December 2011
Monday, 17 October 2011
Thursday, 6 October 2011
Interview about Mem u Zin performance with Kurdistan Tribute- Ava Homa
Interview about Mem u Zin perfromance with Kurdistan Tribute- Ava Homa
http://kurdistantribune.com/2011/mem-u-zin-on-stage-toronto-canada/
http://kurdistantribune.com/2011/mem-u-zin-on-stage-toronto-canada/
Interview about Mem u Zin performance with Guneydogu Haber Newspaper in Turkey
http://www.guneydoguguncel.com/ilk-kurt-balesi-528h.htm
Interview about Mem u Zin performance with Voice of America Kurdish Section.
http://www.youtube.com/watch?v=DxZ-4krCfMY&feature=player_embedded
Wednesday, 28 September 2011
Mem u Zin Performance is on the Toronto Star Today. Mem u Zin gosterimiz Toronto Star gazetesinde.
Fiorito: Kurdish love story set for Toronto stage
Published On Wed Sep 28 2011
By Joe Fiorito City Columnist
Fethi is a dance historian and a teacher; what kind of trouble could he possibly have been in? He reminded me the other night: “I was a professor in Turkey for seven years, researching Kurdish culture, dance, music; at that time, it was illegal there just to use the term ‘Kurdish.’”
As a result of his work, he was harassed, and detained for a week without being charged with any crime, and much of his research was destroyed.
He had to leave.
These days he is both teaching and studying dance at York University. He has also founded the Dilan Dance Company. Lately, he has been preparing his dancers for the world premiere of Mem u Zin.
You may think of them as the Kurdish Romeo and Juliet. The story is ancient, its beginnings are oral, and it forms the basis for Kurdish culture and politics: lovers who are killed before they can be united.
Now that’s a metaphor.
The story is reckoned to be true; to this day, Kurdish couples visit the gravesite of the star-crossed couple in Cizre, a town in southeastern Turkey, near border of Iraq; Kurdistan, if you prefer.
The staging of the story is a significant event for Kurds worldwide. “It’s never been on stage like this before. People from America, Japan and Germany are wishing us luck; the news of this production is all over the Turkish news, all over the world.”
His dancers are also from all over the world: Turkey, India, Iran, even a couple from Colombia. I asked at rehearsal if there were a lot of Kurds in Colombia; merriment ensued.
I prefer rehearsal to performance, because it is mere steps — in this case literal steps — from the act of creation.
You should also know this: dancers are grounded more solidly than the rest of us when they move; paradoxically, they also fly more freely.
Fethi prepared to put them through their paces. To me, he said, “I play the bad guy. I will poison Mem, and his lover Zin will commit suicide.”
He reached into a bag of props, rummaged around and said, sternly, “Okay, I had a scarf from Kurdistan. It is missing. I would like it back.”
He’ll get it back.
The dancers took the stage — men with men, women with women — and Fethi instructed them: “Remember, guys, you are showing your power. Remember, women, you are looking at your lovers.”
He did not have to tell them twice.
And then, to a leaping fellow he said, “You are representing the god of fire, you are jumping through the fire.” There was a heap of bright scarves on the floor: cloth, doing duty as flame.
At one point, the women circled about, running swiftly, ululating as they ran; I have never found this less than stirring: if you, um, squint with your ears, it is not unlike Cree drumming songs.
Fethi’s plan is to premiere Mem u Zin here, and then take it on the road. “We have had invitations from Germany, Austria, and from northern Iraq, the Kurdish part.” The company may also perform in Montreal, New York and Los Angeles.
Performing with the Dilan Dance Company is the Kurdish singer Sena Dersimi. She had just arrived from Germany when I met her, and if her keening threnody does not break your heart, you do not have one.
Mem u Zin, the world premiere, at the Isabel Bader Theatre, 93 Charles St. W., 7 p.m. Oct. 2.
For more info, call 416-828-4565.
Joe Fiorito appears Monday, Wednesday and Friday. Email: jfiorito@thestar.ca
Tuesday, 13 September 2011
Saturday, 27 August 2011
Mem û Zin balesi sahnede
http://www.firatnews.com/index.php?rupel=nuce&nuceID=48831
Mem û Zin balesi sahnede
MAXİME AZADİ -ANF
Özel / 10:04 / 27 Auğustos 2011Ehmedê Xanî’nin 16. yüzyılın sonlarında yazdığı Kürt aşk destanı Mem û Zîn, ilk kez folklor ve bale bir araya getirilerek sahneleniyor. Toronto Halk Sanatları Kurumu başkanı koreograf Fethi Karakeçili’nin “Dans ile Kürt aşkı” projesi 11 ayrı ülkeden, dört farklı dinden ve farklı renklerden insanları bir araya getiriyor.
Yüzlerce yıl dilden dile aktarılan ve Ehmedê Xanî’nin ölümsüz eseriyle günümüze taşınan Kürt destanı, bu kez Doğu-Batı sentezi ile ilk kez sahneye taşınıyor. Proje Kanada’nın Toronto şehrinde oluşturuldu. Koreograf Fethi Karakeçili, Kürt kültürünü Batı’nın sahne teknikleriyle buluşturarak, bir “senteze”, “enternasyonal bir forma” kavuşturmak istiyor. Aşk, her iki kültürün de ortak yanını oluşturuyor.
BATI’NIN ROMEO VE JULIET VARSA…
ANF’ye projesi hakkında konuşan Karakeçili, oldukça iddialı: “Nasıl ki Batı’nın Shekespare’si ve Romeo Juillet’i varsa, Mezopotamya’nın da Ehmedê Xanî’si ve Mem û Zin’i vardır. Aşk aşktır, Batı’da da Doğu’da da aynı hissedilir ama farklı yaşanır…”
Toronto Halk Sanatları Kurumu’nun başkanlığını yapan Karakeçili, projenin Nisan ayında başladığını ve halen provaların sürdüğünü belirtiyor.
Proje, geleneksel Kürt folkloru ile baleyi buluşturuyor, diğer bir ifadeyle Kürt kültürünü dansı, müziği, gelenek ve görenekleri, kostümleri ile bir bütün olarak, Batını tekniği ve değerleri ile yoğurmayı amaçlıyor. Karakeçili, geleneksel formdan, modern forma geçiş yapıp Kürt kültürünü Batı sanat anlayışı çerçevesinde anlatmak istiyor. “Bence Doğu-Batı sentezinde en belirleyici öğelerden biri de geleneksel Kürt halk danslarının icrası ve modernize edilmesi, aynı zamanda bale tekniği ile de hikayenin anlatılmasıdır. Aynı şey bu projenin müzik ve kostümleri için de sözkonusudur.”
Karageçili, Batı’da ve Doğu’da aynı hissedilen ancak farklı yaşanan bu aşkın, farklı yaşanmışlığı ve yorumunu ise şöyle ifade ediyor: “İçeriği yaşanmışlığı ve yorumu farklıdır şöyle ki; Mem u Zin’in askının, masum, içten ve fedakar yönünü, uğruna ölünebilecek fedakarlığını, Kürtlerin kendine özgü kültürel ve sosyal yaptırımlarıyla birlikte sahneye taşıyoruz.”
11 ÜLKEDEN, DÖRT FRAKLI DİNDEN…
Dans projesi 11 ayrı ülkeden, dört farklı dinden ve farlı renklerden insanları bir araya getiriyor. Bu dansçıların bir kısmı Karakeçili’nin destek verdiği kurumların öğrencilerinden oluşurken, bir kısmı da York, Toronto ve Ryerson üniversitelerinin öğrencileri ile doktoralarını yapan akademisyen ya da sanatçılardan oluşuyor. Karakeçili, “Projeyi bir şekilde dinamik de kılan kadrosunun tesadüfen çeşitli üniversitelerle bağlantılı olmalarıdır” diyor.
Karakeçili bu proje ile dilleri ve kültürlerinden dolayı bastırılmış, sesi kısılmış bir toplumun, yani Kürtlerin “sessiz çığlığının Amerika kıtasındaki sesi” olmak istediğini söylüyor.
Peki dans projesi nasıl oluştu? Koreograf, bunu anlatırken Toronto’ya geliş hikâyesini de anlatıyor: “Bir akademisyen ve sanatçı olarak her sanatçıda olduğu gibi benim de gönlümde Mem û Zin’i dans ve müzikle sahneye taşımak vardı. Türkiye’de konservatuarda Öğretim Elemanı olarak görev yaptığım dönemde Kürt halk danslarının isimlerini Kürtçe, yani orijinal isimleriyle programa alıyordum. Sırf etnik kökenimden dolayı doktoramı yaptırtmayan Türkiye’deki üniversitelerden sonra, York Üniversitesi (Toronto) akademik ve sanatsal çalışmalarım nedeniyle bana kapılarını açarak hem Öğretim Elemanı olarak derslere girmem hem de doktoramı tamamlamam için gereken desteği sündürmektedir.
2006 yılından bu yana Müzik ve Dans bölümlerinde çeşitli dersler verdim ve hâlihazırda Mezopotamya kültürleri özellikle de Kürtler üzerine çalışmalarım kültürel ve sanatsal olarak devam ediyor. Üniversitenin dans ve müzik konserleri ile panel, konferans ve workshop çalışmalarında Kürt, Türk, Ermeni, Süryani ve Anadolu’nun diğer etnik dokularını çalışma alanım olarak belirledim. O halkların da Mezopotamya topraklarında sesi olmak istedim ve olacağım. Düşünme aşamasında çok farklı etnik kökenden sanatçı ve akademisyenlerle yaptığım konuşmalarda Mem u Zin projesini onlarla paylaştığım zaman çok heyecanlandılar ve olumlu tepkiler vererek desteklediler, hatta ; ‘Shakespeare’in Romeo ve Juliet’i, Ehmedi Xanî’nin Mem û Zin’inden etkilenmiş olmasın’ dediler.(! )”
PROJE 2 EKİM’DE SAHNE ALACAK
Proje ilk olarak 2 Ekim’de Toronto’da sahne alacak. Mart ve Haziran 2012’de de Toronto ve Montreal’da sahnelenecek. Karakeçili, Avrupa, Türkiye ve Federal Kürdistan Bölgesi’nde de turne yapmayı düşündüklerini ifade ediyor. Projeye, Kanada’daki Toronto Kurdish Community information Centre, Community Folk Arts Council of Toronto, National Capuera Assosiation Canada gibi kurumlar ile sanatçı, akademisyen, esnaf ve halkta da maddi ve manevi destek sunuyor.
Projenin akademik ve teknik kadrosu şöyle:
Danslar, koreografi, uyarlama, kurgu ve artistik direktör: Fethi Karakecili
Projenin sahne tasarımı, dekor ve afis dizaynı: Sanatçı -Ressam Serpil Odabaşı.
Müzikler: Mazlum Çimen, Kardeş Türküler, Rojin, Sena Dersimi ve Toronto’daki Halk Sanatları Kurumu müzik topluluğu.
Kostüm tasarımı ve dizaynı: Elif Dere, Işık: Art Babayants, Teknik Assistan: Rubert Nico Barrett, Makyöz: Canan Batgi, Müzik direktörü: Dr. Irene Markoff.
Fethi Karakeçili kimdir?
Fethi Karakeçili Urfa’nın Hilvan ilçesinde doğdu. İlk, orta ve liseyi Adana’da tamamladı. 1994 yılında Gaziantep Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuarı Halk Dansları Bul omunu Birincilikle tamamlayıp aynı yıl üniversitede öğretim elemanı olarak görev aldı. Masterini ITU Sosyal Bilimler Enstitüsünde yaptı. 7 yıllık üniversite hocalığından sonra 2001 yılında Kanada’ya yerleşti. 2006 yılında Toronto York Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dans bölümünde Dans Etnolojisi üzerine 2. masterini yaptı. Şu anda doktorasını Etnomüzikoloji alanında yapmakta olan Karakeçili, aynı üniversitede dans ve müzik bölümlerinde 5 yıldır dersler veriyor. Yayınlanmış birçok makalesi, sahnelediği birçok dans grubu, uluslararası başarıları ve de atölye çalışmaları olan Karakeçili, son altı yıldır Toronto Halk Sanatları Kurumunun başkanlığını da yapıyor.
ANF NEWS AGENCY
Yüzlerce yıl dilden dile aktarılan ve Ehmedê Xanî’nin ölümsüz eseriyle günümüze taşınan Kürt destanı, bu kez Doğu-Batı sentezi ile ilk kez sahneye taşınıyor. Proje Kanada’nın Toronto şehrinde oluşturuldu. Koreograf Fethi Karakeçili, Kürt kültürünü Batı’nın sahne teknikleriyle buluşturarak, bir “senteze”, “enternasyonal bir forma” kavuşturmak istiyor. Aşk, her iki kültürün de ortak yanını oluşturuyor.
BATI’NIN ROMEO VE JULIET VARSA…
ANF’ye projesi hakkında konuşan Karakeçili, oldukça iddialı: “Nasıl ki Batı’nın Shekespare’si ve Romeo Juillet’i varsa, Mezopotamya’nın da Ehmedê Xanî’si ve Mem û Zin’i vardır. Aşk aşktır, Batı’da da Doğu’da da aynı hissedilir ama farklı yaşanır…”
Toronto Halk Sanatları Kurumu’nun başkanlığını yapan Karakeçili, projenin Nisan ayında başladığını ve halen provaların sürdüğünü belirtiyor.
Proje, geleneksel Kürt folkloru ile baleyi buluşturuyor, diğer bir ifadeyle Kürt kültürünü dansı, müziği, gelenek ve görenekleri, kostümleri ile bir bütün olarak, Batını tekniği ve değerleri ile yoğurmayı amaçlıyor. Karakeçili, geleneksel formdan, modern forma geçiş yapıp Kürt kültürünü Batı sanat anlayışı çerçevesinde anlatmak istiyor. “Bence Doğu-Batı sentezinde en belirleyici öğelerden biri de geleneksel Kürt halk danslarının icrası ve modernize edilmesi, aynı zamanda bale tekniği ile de hikayenin anlatılmasıdır. Aynı şey bu projenin müzik ve kostümleri için de sözkonusudur.”
Karageçili, Batı’da ve Doğu’da aynı hissedilen ancak farklı yaşanan bu aşkın, farklı yaşanmışlığı ve yorumunu ise şöyle ifade ediyor: “İçeriği yaşanmışlığı ve yorumu farklıdır şöyle ki; Mem u Zin’in askının, masum, içten ve fedakar yönünü, uğruna ölünebilecek fedakarlığını, Kürtlerin kendine özgü kültürel ve sosyal yaptırımlarıyla birlikte sahneye taşıyoruz.”
11 ÜLKEDEN, DÖRT FRAKLI DİNDEN…
Dans projesi 11 ayrı ülkeden, dört farklı dinden ve farlı renklerden insanları bir araya getiriyor. Bu dansçıların bir kısmı Karakeçili’nin destek verdiği kurumların öğrencilerinden oluşurken, bir kısmı da York, Toronto ve Ryerson üniversitelerinin öğrencileri ile doktoralarını yapan akademisyen ya da sanatçılardan oluşuyor. Karakeçili, “Projeyi bir şekilde dinamik de kılan kadrosunun tesadüfen çeşitli üniversitelerle bağlantılı olmalarıdır” diyor.
Karakeçili bu proje ile dilleri ve kültürlerinden dolayı bastırılmış, sesi kısılmış bir toplumun, yani Kürtlerin “sessiz çığlığının Amerika kıtasındaki sesi” olmak istediğini söylüyor.
Peki dans projesi nasıl oluştu? Koreograf, bunu anlatırken Toronto’ya geliş hikâyesini de anlatıyor: “Bir akademisyen ve sanatçı olarak her sanatçıda olduğu gibi benim de gönlümde Mem û Zin’i dans ve müzikle sahneye taşımak vardı. Türkiye’de konservatuarda Öğretim Elemanı olarak görev yaptığım dönemde Kürt halk danslarının isimlerini Kürtçe, yani orijinal isimleriyle programa alıyordum. Sırf etnik kökenimden dolayı doktoramı yaptırtmayan Türkiye’deki üniversitelerden sonra, York Üniversitesi (Toronto) akademik ve sanatsal çalışmalarım nedeniyle bana kapılarını açarak hem Öğretim Elemanı olarak derslere girmem hem de doktoramı tamamlamam için gereken desteği sündürmektedir.
2006 yılından bu yana Müzik ve Dans bölümlerinde çeşitli dersler verdim ve hâlihazırda Mezopotamya kültürleri özellikle de Kürtler üzerine çalışmalarım kültürel ve sanatsal olarak devam ediyor. Üniversitenin dans ve müzik konserleri ile panel, konferans ve workshop çalışmalarında Kürt, Türk, Ermeni, Süryani ve Anadolu’nun diğer etnik dokularını çalışma alanım olarak belirledim. O halkların da Mezopotamya topraklarında sesi olmak istedim ve olacağım. Düşünme aşamasında çok farklı etnik kökenden sanatçı ve akademisyenlerle yaptığım konuşmalarda Mem u Zin projesini onlarla paylaştığım zaman çok heyecanlandılar ve olumlu tepkiler vererek desteklediler, hatta ; ‘Shakespeare’in Romeo ve Juliet’i, Ehmedi Xanî’nin Mem û Zin’inden etkilenmiş olmasın’ dediler.(! )”
PROJE 2 EKİM’DE SAHNE ALACAK
Proje ilk olarak 2 Ekim’de Toronto’da sahne alacak. Mart ve Haziran 2012’de de Toronto ve Montreal’da sahnelenecek. Karakeçili, Avrupa, Türkiye ve Federal Kürdistan Bölgesi’nde de turne yapmayı düşündüklerini ifade ediyor. Projeye, Kanada’daki Toronto Kurdish Community information Centre, Community Folk Arts Council of Toronto, National Capuera Assosiation Canada gibi kurumlar ile sanatçı, akademisyen, esnaf ve halkta da maddi ve manevi destek sunuyor.
Projenin akademik ve teknik kadrosu şöyle:
Danslar, koreografi, uyarlama, kurgu ve artistik direktör: Fethi Karakecili
Projenin sahne tasarımı, dekor ve afis dizaynı: Sanatçı -Ressam Serpil Odabaşı.
Müzikler: Mazlum Çimen, Kardeş Türküler, Rojin, Sena Dersimi ve Toronto’daki Halk Sanatları Kurumu müzik topluluğu.
Kostüm tasarımı ve dizaynı: Elif Dere, Işık: Art Babayants, Teknik Assistan: Rubert Nico Barrett, Makyöz: Canan Batgi, Müzik direktörü: Dr. Irene Markoff.
Fethi Karakeçili kimdir?
Fethi Karakeçili Urfa’nın Hilvan ilçesinde doğdu. İlk, orta ve liseyi Adana’da tamamladı. 1994 yılında Gaziantep Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuarı Halk Dansları Bul omunu Birincilikle tamamlayıp aynı yıl üniversitede öğretim elemanı olarak görev aldı. Masterini ITU Sosyal Bilimler Enstitüsünde yaptı. 7 yıllık üniversite hocalığından sonra 2001 yılında Kanada’ya yerleşti. 2006 yılında Toronto York Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dans bölümünde Dans Etnolojisi üzerine 2. masterini yaptı. Şu anda doktorasını Etnomüzikoloji alanında yapmakta olan Karakeçili, aynı üniversitede dans ve müzik bölümlerinde 5 yıldır dersler veriyor. Yayınlanmış birçok makalesi, sahnelediği birçok dans grubu, uluslararası başarıları ve de atölye çalışmaları olan Karakeçili, son altı yıldır Toronto Halk Sanatları Kurumunun başkanlığını da yapıyor.
ANF NEWS AGENCY
Thursday, 28 July 2011
Thursday, 14 July 2011
Mem u Zin Rehearsal
Mem and Zin (Mem û Zîn) is a Kurdish classic love story written down 1692 and is considered to be the epopee of the Kurdish literature. It is the most important work of Kurdish writer and poet Ehmede Xani or Ahmad Khani) (1651-1707). Mem and Zin is based on a true story.
Mem u Zin Rehearsal
For Kurds Mem and Zin are symbols for the Kurdish people and the Kurdistan, which are separated and cannot come together. The Mem-u Zin Mausoleum in province has become a tourists attraction.
Subscribe to:
Posts (Atom)